On gagnera d'autres parties
Başka oyunları kazanacağız
De marelle, de course-poursuite,
Kaydırak oyununu,yarışı-kovalamayı…
À la chasse aux oublis,
Unutulmuş anıların peşinde
Goûter le ciel, prendre la fuite.
Gökyüzünün tadını çıkarmak,kaçmak
Tomber dans les orties, se relever aussi vite.
Isırgan otlarının içine düşmek,bu kadar çabuk kalkmak
Te dire que t'es joli(e) et n'attendre que la suite
Güzel olduğunu sana söylemek ve sadece devamını beklemek
On gagnera d'autres parties
Başka oyunları kazanacağız
Des échecs aux échasses.
Cambaz ayaklığındaki zor durumlar
Faire semblant d'être surpris
Yediğimiz tokatlardan dolayı
Des claques qu'on ramasse.
Şaşırmış gibi yapmak
Car la nuit n'a pas d'ami
Çünkü gecenin asla
Qui ne perd jamais la face.
Rezil kepaze olmayan bir dostu yok*
Un beau jour, un jour de pluie
Güzel bir gün,yağmurlu bir gün
Quand tout finit à la casse.
Herşey mahvolduğu zaman
On gagnera d'autres parties
Başka oyunları kazanacağız
Sur l'horizon, l'arc ou le ciel
Ufukta,gökkuşağında ya da gökte
Car tout n'est pas vraiment fini
Çünkü gerçekten herşey bitmedi
Quand on a perdu ses ailes.
Oyunun hamlelerini kaybettiğimizde
Il restera un peu l'esprit,
Biraz ruh kalacak
L'espoir des lunes de miel
Kaydırak oyununda
Pour ceux qui dans la vie
Hayatı boyunca
N'ont jamais gagné
Hiç kazanmayanlar için
À la marelle.
Balayı umutları (kalacak)
*Yorum: “gecenin asla rezil olmayan bir arkadaşı yok”
ifadesiyle anlatılmak istenen şu olabilir: Gece karanlıktır
ve karanlık kusurları örter,göstermez.Bu yüzden geceye
dost olanlar gün ışığında kusurları görünen rezil olanlardır.
Birisi gecenin dostu ise aydınlıkta kusurları görünmüş ve
bu yüzden rezil kepaze olmuş,kusurları örten gecenin dostu
olmuştur.
Sometimes I slide away, silently
Bazen uzağa kayıyorum, sessizce
I slowly lose myself, over and over
Yavaşça kendimi kaybediyorum, tekrar tekrar
Take comfort in my skin endlessly
Sonsuza kadar tenimde rahatla
Surrender to my will forever and ever
İsteğime sonsuza kadar teslim ol
I dissolve in trust
Güven içinde çözülüyorum
I will sing with joy
Keyifle şarkı söyleyeceğim
I will end up dust
Süprüntüye son vereceğim
I'm in heaven
Cennetteyim
I stand in golden rays radiantly
Işık saçarak altın ışık parçalarında duruyorum
I burn a fire of love, over and over
Bir aşk ateşi yakıyorum, tekrar tekrar
Reflecting endless light, relentlessly
Sonsuz ışık yansıtarak, durmaksızın
I have embraced the flame forever and ever
Aşk ateşine sonsuza kadar sarıldım
I will scream a word
Bir kelimeyi haykıracağım
Jump into the void
Issızlığa atlayacağım
I will guide the herd
Sürüye rehberlik edeceğim
Up to heaven
Cennete doğru
Aren’t you somethin’ to admire
Sen hayran olunacak birşey değil misin
Cause your shine is somethin’ like a mirror
Çünkü parlaklığın tıpkı bir ayna gibi
And I can’t help but notice
ve farketmeden edemiyorum
You reflect in this heart of mine
bunu kalbime yansıttığını
If you ever feel alone and
Eğer yalnız hissedersen ve
The glare makes me hard to find
parlama bulunmamı zorlaştırırsa
Just know that I’m always
Şunu bil ki ben her zaman
Parallel on the other side
diper tarafta aynın olacağım
Cause with your hand in my hand and a pocket full of soul
Çünkü elin elimdeyken ve cebim ruhunla doluyken
I can tell you there’s no place we couldn’t go
Sana söyleyebilirim gidemeyeceğimiz bir yer olmadığını
Just put your hand on the past
Sadece ellerini geçmişin üstüne koy
I’m here tryin’ to pull you through
ben buradayım bunları aşman için
You just gotta be strong
sadece güçlü olmalısın
Cause I don’t wanna lose you now
Çünkü seni şimdi kaybetmek istemiyorum
I’m lookin’ right at the other half of me
Tam olarak diğer yarıma bakıyorum
The biggest scene is set in my heart
En büyük sahne kalbime yerleşti
There’s a space, but now you’re home
Bir boşluk var, ama şimdi evdesin
Show me how to fight for now
Şimdi nasıl savaşılacağını göster bana
And I’ll tell you, baby, it was easy
Ve sana anlatacağım, bebeğim, kolaydı
Comin’ back into you once I figured it out
sana geri dönmek bunu birkere farkedince
You were right here all along
Sen hep tam buradaydın
It’s like you’re my mirror
sanki sen benim aynamsın
My mirror staring back at me
Bana geri bakan aynam
I couldn’t get any bigger
Daha büyük olamazdım
With anyone else beside me
yanımda bir başka olsa
And now it’s clear as this promise
Ve şimdi bu söz kadar net
That we’re making
Biz iki yansımayı
Two reflections into one
Tek yapıyoruz
Cause it’s like you’re my mirror
çünkü sanki sen benim aynamsın
My mirror staring back at me, staring back at me
Bana geri bakan aynam, geri bakan aynam
Aren’t you somethin’, an original
Sen orijinal değil misin
Cause it doesn’t seem really as simple
Çünkü bu kadar basit görünmüyor
And I can’t help but stare, cause
Ve sana bakmaktan kendimi alamıyorum, çünkü
I see truth somewhere in your eyes
Gözlerinde bir yerde gerçeği görüyorum
I can’t ever change without you
Sensiz değişemem
You reflect me, I love that about you
Beni yansıtıyorsun, bunu seviyorum
And if I could, I
Ve yapabilsem, ben
Would look at us all the time
hep bize bakardım
Yesterday is history
Dün tarih oldu
Tomorrow’s a mystery
Yarın bir gizem
I can see you lookin’ back at me
senin de bana baktığını görüyorum
Keep your eyes on me
Gözlerini üzerimde tut
Baby, keep your eyes on me
Bebeğim, gözlerini üzerimde tut
You are, you are the love of my life
Sen, sen hayatımın aşkısın
Baby, you’re the inspiration for this precious song
Bebeğim sen bu değerli şarkı için ilham kaynağısın
And I just wanna see your face light up since you put me on
Ve benimle olduğundan beri sadece yüzünün aydınlanğını görmek istiyorum
So now I say goodbye to the old me, it’s already gone
Öyleyse şimdi eski ben'e elveda diyorum, o çoktan gitti
And I can’t wait wait wait wait wait to get you home
Ve seni eve götürmeyi bekleyemiyorum, bekleyemiyorum
Just to let you know, you are
sadece bilmeni istiyorum ki sen,
Girl you’re my reflection, all I see is you
Kızım benim yansımamsın, tek gördüğüm sensin
My reflection, in everything I do
Yansımamsın, yaptığım her şeyde
You’re my reflection and all I see is you
Benim yansımamsın ve tek gördüğüm sensin
My reflection, in everything I do
Yansımamsın, yaptığım her şeyde
Eléonore, elle est à l'ouest
Eléonore, o şimdi batıda
Elle vit au port
Limanda yaşıyor
Et j'y suis née, j'y reste
Ve ben burada doğdum,burada kalıyorum
Même pour de l'or, jamais elle ne quitterait Brest
Altın uğruna bile, asla Brest’ten ayrılmaz o*
Eléonore est une peste
Eléonore bir baş belası
Eléonore, le coeur à l'est
Eléonore,kalbi doğuda
Elle vit au port, mais n'est jamais en reste
Limanda yaşıyor ama asla savsaklamaz
Le diable au corps,
Karşı çıktığı zaman
Elle l'a toujours quand elle proteste
İçinde her zaman bir şeytan var
Les poings dehors
Yumruklar kalkmış
Du verbe au geste
Sözden el kol hareketine
Jamais elle n'en démord
Asla inadından vaz geçmez
Surtout quand elle à tort
Özellikle de haksız olduğu zaman
Ne fait aucun effort en cas de désaccord
Anlaşmazlık halinde hiçbir çaba göstermez
Mais le crie haut et fort
Ama çığlığı yüksek ve güçlüdür
Qu'on l'entende au-dehors
Öyle ki dışardan duyulur
Eléonore
Et moi elle me mord
Eléonore
Ve ben,beni ısırır
Elle me dévore
Beni yırtıp parçalar
À vouloir encore s'ancrer dans le décor
Hâla sahneye demir atmak istediği için
Jamais elle n'en démord
Asla inadından vaz geçmez
Qu'ailleurs, c'est la mort
Ki başka bir yerde bu ölüm demektir
Eléonore
Eléonore, elle est à l'ouest
Eléonore, o şimdi batıda
Elle vit au port
Limanda yaşıyor
Et j'y suis née, j'y reste
Ve ben burada doğdum,burada kalıyorum
Même pour de l'or, jamais elle ne quitterait Brest
Altın uğruna bile, asla Brest’ten ayrılmaz o
Eléonore, le coeur à l'est
Eléonore,kalbi doğuda
Elle vit au port, mais n'est jamais en reste
Limanda yaşıyor ama asla savsaklamaz
Le diable au corps,
Karşı çıktığı zaman
Elle l'a toujours quand elle proteste
İçinde her zaman bir şeytan var
Les poings dehors
Yumruklar kalkmış
Du verbe au geste
Sözden el kol hareketine
Eléonore, elle est à l'ouest
Eléonore, o şimdi batıda
Elle vit au port, elle vient de Brest
Limanda yaşıyor,Brest’ten geliyor
Elle me mord quand elle proteste
Karşı çıktığı zaman beni ısırıyor
Elle me dévore, elle manifeste
Beni parçalıyor,gösteri yapıyor
Eléonore est une peste
Eléonore bir baş belası
J'y suis née j'y reste
Ve ben burada doğdum,burada kalıyorum
*Brest :Fransa’nın batısında bir liman
You're nobody 'til somebody loves you
Biri seni sevene dek hiçkimsesin
You're nobody 'til somebody cares.
Biri seni önemseyene dek hiçkimsesin
You may be king, you may possess the world and it's gold,
Kral olabilirsin, dünyalara sahşp olabilirsin ve onun altınlarına
But gold won't bring you happiness when you're growing old.
Ama altın sana mutluluk getirmeyecek sen yaşlanırken
The world still is the same, you never change it,
Dünya hala aynı, onu hiç değiştirmiyorsun
As sure as the stars shine above;
Yukarda parlayan yıldızlar kadar eminim ki
You're nobody 'til somebody loves you,
Biri seni sevene dek hiçkimsesin
So find yourself somebody to love.
O yüzden kendine sevecek birini bul.
The world still is the same, you never change it,
Dünya hala aynı, onu hiç değiştirmiyorsun
As sure as the stars shine above;
Yukarda parlayan yıldızlar kadar eminim ki
You're nobody 'til somebody loves you,
Biri seni sevene dek hiçkimsesin
So find yourself somebody, find yourself somebody,
O yüzden kendine birini bul, kendine birini bul
Find yourself somebody to love.
Kendine sevecek birini bul.
Tanz, heut Nacht nochmal mit mir,
Bu gece benimle dans et bir daha
so, dass ich Dich hautnah spür.
Böylece seni kendime yakın hissedeyim
Wenn unser Lied erklingt,
Bizim şarkımız çaldığı zaman
halt mich ganz fest im Arm,
Beni kollarında sıkıca tut
so fing doch einmal alles mit uns an.
Bu şekilde,bir gün herşey bizimle başladı
Schau' nicht in mein Herz hinein,
Kalbimin içine bakma
lass' mich einfach traurig sein.
Sadece bırak beni üzgün olayım
Bleib jetzt ganz nah bei mir
Şimdilik bana çok yakın dur
und dann geh' schweigend fort.
Ve sonra sessizce uzaklaş
Lass' mich tanzen bis zum letzten Akkord.
Son akorda kadar dans etmeme izin ver
Sag' einmal noch: "Ich liebe Dich"
Bir daha “seni seviyorum” de
und dann vergiss, dass es mich gib,
Ve sonra benim var olduğumu unut
mit Dir, noch eine letzte Nacht.
Seninle,sadece son bir gece
Das Glück kennt keine Ewigkeit,
Mutluluk sonsuzluğu bilmez
auch unser Lied gehört der Zeit,
Üstelik,bizim şarkımız zamana aittir
was bleibt ist Deine Zärtlichkeit,
Geriye kalan senin şefkatindir
sie ist wie ein Lied,
İçimde durmadan çalan
dass in mir weiter klingt.
Bir şarkı gibidir bu
Sag, es war nicht nur ein Spiel,
Bunun sadece bir oyun olmadığını söyle
sag, es mir mit viel Gefühl.
Bunu bana çok duygulu halde söyle
Die Zeit hat uns getrennt.
Zaman bizi ayırdı
Die kleine Melodie,
Kısa melodi canlılığını kaybediyor
wird leiser aber sterben wird sie nie!
Ama hiçbir zaman sona ermiyor
Wenn auch heut' mein Herz fast bricht,
Bugün hemen hemen kalbim kırık olsa bile
Du, die Tränen siehst Du nicht.
Sen,sen gözyaşlarımı görmüyorsun
Du warst mein schönster Traum,
Sen benim güzel rüyamdın
sag' jetzt kein Abschiedswort,
Şimdi veda sözcüğünün olmadığını söyle
lass' mich tanzen bis zum letzten Akkord.
Bırak son akorda kadar dans edeyim
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Rien
Hiçbir şey
Pas mêmes l'ébauche d'un sourire
Bir gülümsemenin başlangıcını bile…
Pas même l'annonce d'une larme
Bir göz yaşının haberini bile…
Encore moins l'envie de fuir
Daha az kaçma isteği
Ou de décrocher les armes
Ya da silahları kapmak..
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Et quand dehors il y a le feu
Ve dışarda,kabaran havai fişeklerin,
Des artifices qui débordent
Hâla yaşlı gökyüzünün,
Du ciel encore vieux
Gökyüzüne verilen ışığın ateşi
De la lumière qu'on lui accorde
Olduğu zaman
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Rien
Hiçbir şey
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
Comme une rose, une rose en fleurs
Bir gül gibi,çiçek açan bir gül gibi
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
À petites doses, comme on prend peur
Küçük dozlar halinde,dışardaki dünyadan
De l'extérieur
Korktuğumuz için
Devant l'empire du pire
En kötü hisler karşısında
Devant les jeux des assemblées
Meclisin oyunları karşısında
Quand il faut rire pour s'unir
Korkumuzu saklamak için gülmek,
Et se taire pour honorer
Ve saygı göstermek için susmak gerektiğinde
Au regard qui s'enfuit, au sourire vite effacé
Kısa süreli bakışta,çabuk kaybolan gülümsemede
Mes émotions, comme la pluie,
Duygularım, yağmur gibi
Sont impossibles à commander
Kontrol etmek imkansız
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
Comme une rose, une rose en fleurs
Bir gül gibi,çiçek açan bir gül gibi
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
À petites doses, comme on prend peur
Korktuğumuz için,küçük dozlar halinde…
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
Comme une rose, une rose en fleurs
Bir gül gibi,çiçek açan bir gül gibi
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
À petites doses, comme on prend peur
Küçük dozlar halinde,dışardaki dünyadan
De l'extérieur
Korktuğumuz için
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
You're so quiet
çok sessizsin
But it doesn't faze me
ama bu beni şaşırtmıyor
You're on time
çok dakiksin
You move so fast, makes me feel lazy
öyle hızlı hareket ediyorsun, kendimi tembel hissettiriyor
Let's join forces
haydi güç birliği yapalım
We've got our guns and horses
atlarımı ve silahlarımız var
I know you've been burned
yakıldığını biliyorum
But every fire is a lesson learned
ama her ateş öğrenilen bir derstir
I left my house
evimi terk ettim
Left my clothes
kıyafetlerimi bıraktım
Door wide open
kapı tamamen açık bıraktım
Heaven knows
Tanrı biliyor
You're so worth it, you are
sen buna değersin, değersin
But I wish I could feel it all for you
ama keşke senin için onu tamamen hissedebilseydim
I wish I could be it all for you
keşke senin için hepsi olabilseydim
If I could erase the pain
acıyı silebilseydim
Maybe you'd feel the same
belki aynı hissedebilirdin
I'd do it all for you
senin için hepsini yapardım
I would [x4]
yapardım
Let's tie words
haydi kelimeleri bağlayalım
'Cause they amount to nothing
çünkü hiçbirşey etmiyorlar
Play it down
bunu küçümse
Pretend you can't take what you've found
bulduğunu alamazsın gibi rol yap
But you found me
ama beni buldun
On a screen you sit at permanently
karşısında sürekli oturduğun ekranda
I left my house
evimi terk ettim
Left my clothes
kıyafetlerimi bıraktım
Door wide open
kapı tamamen açık bıraktım
Heaven knows
Tanrı biliyor
You're so worth it, you are
sen buna değersin, değersin
But I wish I could feel it all for you
ama keşke senin için onu tamamen hissedebilseydim
I wish I could be it all for you
keşke senin için hepsi olabilseydim
If I could erase the pain
acıyı silebilseydim
Maybe you'd feel the same
belki aynı hissedebilirdin
I'd do it all for you
senin için hepsini yapardım
I would [x4]
yapardım
It's time to come clean
açıkça konuşma zamanı
And make sense of everything
ve herşeyin mantıklı gelmesinin
It's time that we found out who we are
kim olduğumuzu ortaya çıkarma zamanı
Cause when I'm standing here in the dark
çünkü ben burada karanlıkta dururken
I see your face in every star
her yıldızda senin yüzünü görüyorum
But I wish I could feel it all for you
ama keşke senin için onu tamamen hissedebilseydim
I wish I could be it all for you
keşke senin için hepsi olabilseydim
If I could erase the pain
acıyı silebilseydim
Maybe you'd feel the same
belki aynı hissedebilirdin
I'd do it all for you
senin için hepsini yapardım
I would [x4]
yapardım
I'd do it all for you, I'd do it all for you [x4],
senin için hepsini yapardım, senin için hepsini yapardım
One hand on this wily comet,
Bir elim bu kurnaz kuyruklu yıldızın üzerinde
Take a drink just to give me some weight,
Sadece kendime biraz cesaret vermek için bir içki alırım
Some uber-man I'd make,
Biraz insan üstü bir şey olacaktım
I'm barely a vapor
Ben ancak bir buharım
They shone a chlorine light on,
Bir klorun ışığında parladılar
A host of individual sins,
Bir yığın şahsi günah
Let's carve my aging face off,
Haydi,ihtiyarlayan yüzümü yontalım
Fetch us a knife,
Git bize bir bıçak getir
Start with my eyes,
Gözlerimden başla
Down so the lines,
Böyle çizgilerden aşağı in
Form a grimacing smile,
Yüzünü buruşturan bir gülümseme oluştur
Close your eyes to corral a virtue,
Üstün bir nitelik yakalamak için gözlerini kapat
Is this fooling anyone else?
Bu,başkasını aptal yerine koymak mı ?
Never worked so long and hard,
Bir başarısızlığı örtmek için asla
To cement a failure,
Böyle uzun ve sıkı çalışmadım
We can blow on our thumbs and posture,
Her şey yolundaymış ve dik duruyormuşuz gibi görünebiliriz
But the lonely is such delicate things,
Ama yalnız olanlar o kadar hassas şeylerdir ki
The wind from a wasp could blow them,
Yaban arısın(ın kanatların)dan kaynaklanan bir rüzgar onları,
Into the sea, with stones on their feet,
Ayaklarındaki taşlarla birlikte denize uçurabilir
Lost to the light and the loving we need,
İhtiyacımız olan sevgi ve ışığı kaybettik
Still to come the worst part and you know it,
Daima en kötü tarafı gelir ve sen bunu biliyorsun
There is a numbnessIn your heart and it's growing
Kalbinde bir duygusuzluk var ve bu büyüyor
With burnt sage and a forest of by gones,
Yanmış adaçayı ve geçmişte kalan orman üzerinde
I click my heels,
Topuklarımı şaklatıyorum
Get the devils in line,
Sıradaki şeytanları alıyorum
A list of things I could lay the blame on,
Suçu başkasının üzerine atabildiğim şeylerin bir listesi
Might give me a way out,
Bana bir çıkış yolu sağlayabilir
But with each turn,
Ama her dönüşte
It’s this front and center,
Bu cephe ve orta kısım
Like a dart stuck square in your eye,
Tam gözüne saplanmış bir ok gibi
Every post you can hitch your faith on,
İnancını bağlayabildiğin her yer
Is a pie in the sky,
Gökyüzündeki bir cennettir
Chock full of lies,
Yalanlarla dopdolu
A tool we devise,
Düşen taşları havalandırmak için
To make sinking stones fly,
İcat ettiğimiz bir alet
Still to come the worst part and you know it,
Daima en kötü tarafı gelir ve sen bunu biliyorsun
There is a numbness in your heart and it's growing.
Kalbinde bir duygusuzluk var ve bu büyüyor
I won’t comment on your words or the silence in your curse,
Sözcüklerine ya da lanetli sessizliğine yorum yapmayacağım
I won’t count the times we tried for a stranger life,
Yabancı bir yaşamı denediğimiz zamanları saymayacağım
I won’t criticise your thoughts or your appetite for war,
Düşüncelerini ya da kavga için açlığını eleştirmeyeceğim
I won’t calculate your chance of a fine romance,
Mükemmel bir aşk için şansını hesaplamayacağım
But I do know that sometimes we just spiral through life
Ama çok iyi biliyorum ki bazen yaşamın içinde dönüp duruyoruz
and I’m staggered by the pace as you turn my way
ve yönümü çevirmenden düşecek kadar sersemledim
And we move like actors on a burning mattress
ve yanan bir yatakta aktörler gibi hareket ediyoruz
And we're bold like tattoos in the crowded avenues,
ve ikimiz de sokaklardaki dövmeler gibi cesuruz
And I’m falling, falling like a song she's calling
ve ben düşüyorum, düşüyorum onun söylediği bir şarkı gibi
And I’m falling, falling like a song
ve ben düşüyorum, düşüyorum bir şarkı gibi
I won't entertain your claims, your belligerent exchange,
İddialarını, kavgacı değişimini kabul etmeyeceğim
I'm not shattered by yours charms my blue-veined one,
Cazibenle dağılmadım benim soğuk kanlı birtanem
I don't need to be the last of the horrors of your past,
Geçmişindeki kabusların sonuncusu olmama gerek yok
I've not sympathy for love, it's a weapon that you have
Aşka sempatim yok, aşk senin sahip olduğun bir silah
But I do know that sometimes we just spiral through life
Ama çok iyi biliyorum ki bazen yaşamın içinde dönüp duruyoruz
and I’m staggered by the pace as you turn my way
ve yönümü çevirmenden düşecek kadar sersemledim
And we move like actors on a burning mattress
ve yanan bir yatakta aktörler gibi hareket ediyoruz
And we're bold like tattoos in the crowded avenues,
ve ikimiz de sokaklardaki dövmeler gibi cesuruz
And I’m falling, falling like a song she's calling
ve ben düşüyorum, düşüyorum onun söylediği bir şarkı gibi
And I’m falling, falling like a song
ve ben düşüyorum, düşüyorum bir şarkı gibi
I may know the word
belki kelimeyi biliyorum
but not say it
ama söylemiyorum
I may know the truth
belki gerçeği biliyorum
but not face
ama yüzleşmiyorum
I may hear a sound
belki bir ses duyuyorum
a whisper, sacred & profound
bir fısıltı, kutsal ve derin
but turn my head
ama başımı çevirmiyorum
indifferent
kaygısız
I may know the word
belki kelimeyi biliyorum
but not say it
ama söylemiyorum
I may love the fruit
meyveyi sevebilirim
but not taste it
ama tatmıyorum
I may know the way
belki yolunu biliyorum
to comfort & to soothe
rahatlatmanın ve sakinleştirmenin
a worried face
endişeli bir yüzü
but fold my hands
kollarımı kavuşturoyum
indifferent
kaygısız
If I'm on my knees
eğer dizlerimin üstündeysem
I'm begging now
yalvarıyorsam şimdi
if I'm on my knees
eğer dizlerimin üstündeysem
groping in the dark
karanlıkta kekeliyorsam
I'd be praying for deliverance
kurtuluş için dua ederdim
from the night into the day
geceden gündüze
but it's all gray here
ama burası tamamen gri
it's all gray to me
bana göre gri
I may know the word
belki kelimeyi biliyorum
but not say it
ama söylemiyorum
this may be the time
bu zamanı olabilir
but I might waste it
ama onu harcayabilirim
this may be the hour
bu saati olabilir
something move me
Bir şey beni harekete geçirsin
someone prove me wrong
birisi hatalı olduğumu ispatlasın
before night comes
gece gelmeden önce
with indifference
kaygısızlıkla
If I'm on my knees
eğer dizlerimin üstündeysem
I'm begging now
yalvarıyorsam şimdi
if I'm on my knees
eğer dizlerimin üstündeysem
groping in the dark
karanlıkta kekeliyorsam
I'd be praying for deliverance
kurtuluş için dua ederdim
from the night into the day
geceden gündüze
but it's all gray here
ama burası tamamen gri
it's all gray to me
bana göre gri
I recognize the walls inside
içimdeki duvarları tanıyorum
I recognize them all
hepsini tanıyorum
I've paced between them
aralarından yürüdüm
chasing demons down
şeytanları kovalarken
until they fall
onlar düşene kadar
in fitful sleep
uykuya
enough to keep their strength
güçlerini toplamalarına yetecek kadar
enough to crawl
sürünmeye yetecek kadar
into my head
kafamın içine
with tangled threads
karışmış tehditlerle
they riddle me to solve
çözümlemem için beni delik deşik ediyorlar
Again & again & again
tekrar ve tekrar ve tekrar
Adam Levine (Nakarat) :
Benim hayatım,Benim hayatım
Kaçıp gitmek istememi sağlıyor,
Ama gidebileceğim hiç bir yer yok,hiçbir yer..
Çok fazla karışıklık var,Bu sanki bir ilüzyon gibi
Sanki bir film gibi gidecek yerim yok.
Kaçıp saklanacağım hiç biryer yok..
Farketmez ne kadar zor olsada deniyorum..
50 Cent (Verse 1) :
Yeahh Op..Pis bir adamdan pis zengin bir adama dönüştüm
Adamım duygular değişir yani asla bir fahişeye güvenemem
Zencileri TV ye çıkarmayı denedim,
Onlar alt üst ettiler ve tükürdüler..
Tam yüzümde,Game and Buck,ikiside penise dil attılar,
Şimdi onları duyduğunda bu kulağa diğer boklar gibi gelebilir
Çünkü ben artık yazmıyorum,Onlar hitler üretemiyorlar,
Mükemmellikten çok uzağım,öğrendiğim çok ders var
Eğer para tüm kötülüklerin anası ise bunu duymuştum..
Ne yapmam gerekirse onu yapıyorum
Ben bir yazarım,ben bir dövüşçüyüm,ben girişimci bir iş adamıyım
Yeni çaylak manevralarımı izle..Bu senin için ne ?
Bu parça içki katarak yaptığım..Bu basitten daha iyi
Bu benim Recovery'im,benim geri dönüşüm...
Adam Levine (Nakarat) :
Benim hayatım,Benim hayatım
Kaçıp gitmek istememi sağlıyor,
Ama gidebileceğim hiç bir yer yok,hiçbir yer..
Çok fazla karışıklık var,Bu sanki bir ilüzyon gibi
Sanki bir film gibi gidecek yerim yok.
Kaçıp saklanacağım hiç biryer yok..
Farketmez ne kadar zor olsada deniyorum..
Eminem Verse :
Sen dedikodunu yapıp kendi kadehinden yudumlarken,
Ben boktan barakalarda oturup bıçağımı biliyordum..
Birkaç intikam şerbeti yudumlanıyor..
Tat alma duyularım bu Spaghettiyi püskürtmeye hazır,
Ya da bu Spaghettiyi-bile mi demeliydim ?
Sanırım sen siktiğimin köftelerini unutmaya devam ediyorsun..
Bitirdiğimi düşündü,orospu çocuğu bu sadece başlangıç.
Tekrar başının etini yiyor,tam bir pezevenk
Siktir..Kimi rencide ediyor ?
Senin vokal kortunda bağıracak ve onlara sahip olacak,
Fahişeler beni prize taktı siktiğimin duvarı 3000 volt elektrik ile..
Şimdi diğerlerini al ve onları çöpe at sonra da şunun tüylerini yol
Orospu çocuklarının her biri senin göz çukurlarının içinde
Çünkü sonunda onları görebildiğini düşünmüştüm lanet olası
Bu sana sesini ayarlamayı öğretecek senin saksoların benim için bir seçenek..
Kanımı koydum, terim ve gözyaşlarım bu bokun içinde
Sikiyim sakinleşiyorum, sonunda tekrar bana bahis oynadığın için pişman olacaksın
Her dakika yakalanacakmışım gibi hissettirir,
Evet, yine oluyor
Aynı olan lanet herkesin hakkında düşündüğüm bu fahişe kadar oldukları, ama 50 !
Çünkü bütün bildiğim bu, bu gitmemin neden çok zor olduğunun sebebi
Tanrı 'nın üstüne yemin ederim ki herkesin bildiğinden daha fazla kalbimi ve ruhumu bunun içine koydum
Ben sıkıştım, bu yüzden bütün yaptığım rap, ama her zaman rap yapınca daha fazla sıkıştım
Ve kendi rap doğrum bu hayalin içinde, oh oh, sanırım bu hayal sarılınacak şey
Bu bir kısır döngü gibi, hayatım krizde
Tanrım, ben yapmışım gibi bu bokun çıkageleceğini nasıl bilebilirdim ki?
Tekrar psikopat oluyormuşum gibi hissettiriyor,
Ve sadece çılgına dönebilirdim,Lanet olsun !!!
Neredeyse Recovery albümünü hiç yapmamış olmayı diliyorum,çocuklar
Çünkü bu çemberin içinde koşturuyorum yanımda...
Adam Levine (Nakarat) :
Benim hayatım,Benim hayatım
Kaçıp gitmek istememi sağlıyor,
Ama gidebileceğim hiç bir yer yok,hiçbir yer..
Çok fazla karışıklık var,Bu sanki bir ilüzyon gibi
Sanki bir film gibi gidecek yerim yok.
Kaçıp saklanacağım hiç biryer yok..
Farketmez ne kadar zor olsada deniyorum..
50 Cent (Verse 2) :
Çocukluğumdan beri bu kadar sikik şaşkınlık yaşamadım
40 milyon civarında kaset sattım, insanlar ne yaptığımı unuttu.
Belki bu benim için, belki
Bekli sözde çılgına dönmem gerekirdi
Belki bunu sabahın üçünde Shady gibi yaparım
Psikopat katil, Michael Myers (katil karakteri),
Ateşliyim çakmak gibi,
Tryna aynı klasik söyler, kıçına tekmeyi yedi
.Şerefsiz adam, başını bir plastiğin içine sar
Amcık,tabutunu seç, kurtçuklarla kir şekerlemesi
Bu trajik, bu üzücü bu
Asla bitmeyecek, şimdi biz tekrar bir numarayız
Yüzündeki o asık ifade ile ve kalbin nefretle dolu
Kabul et, Saygı göster
Bu, Tanrı 'nın akciğerlerdeki hava gibi bana verdiği bir hediyeve bununla beraber bütün kahrolası şeyler..
Adam Levine (Nakarat) :
Benim hayatım,Benim hayatım
Kaçıp gitmek istememi sağlıyor,
Ama gidebileceğim hiç bir yer yok,hiçbir yer..
Çok fazla karışıklık var,Bu sanki bir ilüzyon gibi
Sanki bir film gibi gidecek yerim yok.
Kaçıp saklanacağım hiç biryer yok..
Farketmez ne kadar zor olsada deniyorum..
I'm talking, I'm talking
Konuşuyorum, konuşuyorum
I believe in the power of love
Aşkın gücüne inanıyorum
I'm singing, I'm singing
Söylüyorum, söylüyorum
I believe that you can rescue me
Beni kurtarabileceğine inanıyorum
With you I'm not a little girl, with you I'm not a man
Seninle küçük bir kız değilim, seninle bir erkek değilim
When all the hurt inside of me comes out, you understand
İçimdeki tüm acılar ortaya çıktığında, beni anlıyorsun
You see that I'm ferocious, you see that I am weak
Vahşi olduğumu görüyorsun, güçsüz olduğumu görüyorsun
You see that I am silly, and pretentious and a freak
Aptal olduğumu, gösterişçi ve bir ucube olduğumu görüyorsun
But I don't feel too strange for you
Ama senin için tuhaf hissetmiyorum
Don't know exactly what you do
Tam olarak ne yaptığını bilmiyorum
I think when love is pure you try
Sanırım aşk saf olduğunda deniyorsun
To understand the reasons why
Sebepleri anlamayı
And I prefer this mystery
Ve bu gizemi tercih ediyorum
It cancels out my misery
Üzüntümü götürüyor
And gives me hope that there could be
Ve bana umut veriyor beni seven
A person that loves me
Birinin olabileceğine dair
Rescue me [rescue me, it's hard to believe]
Kurtar beni [kurtar beni, inanması zor]
Your love has given me hope
Aşkın bana ümit verdi
Rescue me [rescue me, it's hard to believe]
Kurtar beni [kurtar beni, inanması zor]
I'm drowning, baby throw out your rope
Boğuluyorum, bebeğim bana ipini at
With you I'm not a fascist, can't play you like a toy
Seninle bir faşist değilim, seninle bir oyuncak gibi oynayamam
And when I need to dominate, you're not my little boy
Ve hükmetmeye ne zaman ihtiyacım olsa, benim küçük oğlum değilsin
You see that I am hungry for a life of understanding
Hayatı anlamaya ne kadar aç olduğumu görüyorsun
And you forgive my angry little heart when she's demanding
Ve ilgi istediğinde benim küçük kızgın kalbimi bağışlıyorsun
You bring me to my knees while I'm scratching out the eyes
Bana diz çöktürtüyorsun, gözlerini oyduğum zaman
Of a world I want to conquer, and deliver, and despise
fethetmek istediğim, teslim ettiğim ve küçük gördüğüm dünyanın
And right while I am kneeling there
Ve tam orada diz çökerken
I suddenly begin to care
Aniden endişe etmeye başlıyorum
And understand that there could be
Ve anlamaya başlıyorum beni seven
A person that loves me
Birinin olabileceğini
Love is understanding
Aşk anlamaktır
It's hard to believe life can be so demanding
İnanması zor hayat çok talepkar olabiliyor
I'm sending out an S.O.S.
Bir yardım çağrısı yolluyorum
Stop me from drowning baby I'll do the rest
Boğulmamı durdur bebeğim gerisini ben yapacağım
Rescue me [rescue me, it's hard to believe]
Kurtar beni [kurtar beni, inanması zor]
Your love has given me hope
Aşkın bana ümit verdi
Rescue me [rescue me, it's hard to believe]
Kurtar beni [kurtar beni, inanması zor]
I'm drowning, baby throw out your rope
Boğuluyorum, bebeğim bana ipini at
Ooh ahh, ooh ahh, love is understanding
Aşk anlamaktır
Ooh ahh, ooh ahh, love is understanding
Aşk anlamaktır
It's not my business to decide
Karar vermek benim işim değil
How good you are for me
Benim için ne kadar iyi olduğuna
How valuable you are
Ne kadar değerli olduğuna
And what the world can see
Ve dünyanın ne görebileceğine
Only that you try to understand me
Sadece beni anlamaya çalışıyorsun
And have the courage to love me for me
Ve beni ben olduğum için sevecek cesarete sahipsin
I believe [I believe in the power]
İnanıyorum [güce inanıyorum ]
I believe that you can rescue me
Beni kurtarabileceğine inanıyorum
I'm singing I believe
Söylüyorum inanıyorum
I believe that you can rescue me
Beni kurtarabileceğine inanıyorum
I'm singing, I'm singing, I'm singing
Söylüyorum, söylüyorum, söylüyorum
I believe that you can rescue me
Beni kurtarabileceğine inanıyorum
I'm talking, I'm talking
Konuşuyorum, konuşuyorum
I believe in the power of love
Aşkın gücüne inanıyorum
I'm singing, I'm singing, I believe
Söylüyorum, Söylüyorum, inanıyorum
I believe that you can rescue me
Beni kurtarabileceğine inanıyorum
Hey hey, hey hey
R.E.S.C.U.E. me
K.U.R.T.A.R. beni
Only you can rescue me
Sadece sen beni kurtarabilirsin
Hey hey, hey...
On va pas manquer d'ambition
Tutkudan yoksun olmayacağız
De hauteur, de suspension
Yücelikten,ara vermekten
Des poings tendus au plafond
Yukarıya kaldırılmış yumruklardan
On en a même d'occasion
kelepir bir tane var bile bizim
On va pas manquer d'émissions
Yayınlardan yoksun olmayacağız
De scandales en sensations
Heyecan uyandıran skandallardan
Des produits en action
Çalışmakta olan ürünlerden
On en a même d'occasion
kelepir bir tane var bile bizim
C'est pas la classe, juste le manque de place
Bu,sınıf değil sadece yer yokluğudur
Qui nous menace, nous pousse à l'impasse
Bizi tehdit eden,bizi çıkmaz sokağa iten
C'est pas la classe, juste le manque de place
Bu,sınıf değil sadece yer yokluğudur
Qui nous menace, nous pousse à l'impasse
Bizi tehdit eden,bizi çıkmaz sokağa iten
On va pas manquer de réflections
Mevsimlerin aynalarındaki yansımalardan
Sur les miroirs des saisons
Yoksun olmayacağız
Du soleil qui tourne en rond
Durmadan dönen güneşten
On en a même d'occasion
kelepir bir tane var bile bizim
On va pas manquer d'illusions
Hayallerden yoksun olmayacağız
De tours du monde en ballon
Balonla dünya turlarından
Des avions à réaction
Jet uçaklarından
On en a même d'occasion
kelepir bir tane var bile bizim
C'est pas la classe, juste le manque de place
Bu,sınıf değil sadece yer yokluğudur
Qui nous menace, nous pousse à l'impasse
Bizi tehdit eden,bizi çıkmaz sokağa iten
C'est pas la classe, juste le manque de place
Bu,sınıf değil sadece yer yokluğudur
Qui nous menace, nous pousse à l'impasse
Bizi tehdit eden,bizi çıkmaz sokağa iten
On va pas manquer de gazon
Çimenden yoksun olmayacağız
De piscines devant la maison
Evin önündeki havuzlardan
Des dimanches chez Tonton
Amcanın evindeki Pazar günlerinden
On en a même d'occasion
kelepir bir tane var bile bizim
On va pas manque de poumon
Akciğerlerden yoksun olmayacağız
De trophées de natation
Yüzme madalyalarından
Des champions en crampons
Kramponlu şampiyonlardan
On en a même d'occasion
kelepir bir tane var bile bizim
C'est pas la classe, juste le manque de place
Bu,sınıf değil sadece yer yokluğudur
Qui nous menace, nous pousse à l'impasse
Bizi tehdit eden,bizi çıkmaz sokağa iten
C'est pas la classe, juste le manque de place
Bu,sınıf değil sadece yer yokluğudur
Qui nous menace, nous pousse à l'impasse
Bizi tehdit eden,bizi çıkmaz sokağa iten
J'ai toujours vécu ici pourtant
Ben hep burada yaşadım ama
Tel un étranger errant
Başıboş bir serseri gibi
Sur cette terre, esseulé,
Yüz üstü bırakılmış şu topraklarda
En perpétuel détachment,
Sürekli kopma halinde
J'entends en moi l'appel d'un autre univers
Qui résonne amèrement.
İçimde acı acı çınlayan başka bir evrenin
Çağrısını duyuyorum
Les yeux rivés vers le ciel,
Gökyüzüne perçinlenmiş gözlerimle
Portant le fardeau de mon corps,
Vücudumun yükünü taşıyarak
Je perçois ma demeure
Bulutlarda kaybolmuş
Perdue dans le nuées.
Evimi hissediyorum
Trop de pesanteur ici, de bras obstinés
Burada çok fazla ağırlık,kaçamak üzere olan
Retenant les esprits voyageurs
Gezici ruhları tutan
Sur le point de s'échapper.
Çok fazla inatçı kol var
D'ici bas je perçois ma demeure,
Buradan,aşağıdan evimi,
Ses prairies éternelles
Bulutlarda kaybolmuş
Perdues dans les nuées.
Uçsuz bucaksız çayırlarını hissediyorum
Là où naissent les couleurs nouvelles,
Orada,yeni renklerin doğduğu yerde
Là où coeur et mon âme sont restés.
Orada kalbimin ve ruhumun kaldığı yerde
Slavi:
Shte te gledam dokato ochite izgoriat
Gözlerim yanıp kül oluncaya kadar sana bakacağım
Shte se molia da nameria pat prez nishtoto
Bir boşluk içinde yolumu bulmak için dua edeceğim
I shte chakam dajdovete da te zalichat,
Ve yağmurlar seni silinceye kadar bekleyeceğim
Kato prelisten mig.
Katlanmış sayfalar gibi
Sofi:
Za otminali vaprosi otgovor neshta,
Geçmişle ilgili sorulara cevap aramıyorum
Za kakvo da znam da me boli ne stiga li,
Neden bilmem gereksin ki benim derdim yetmez mi
Moje niakoi drug jivot za nas da se rodi,
Belki bizim için başka bir hayat olacak
ala prechisteni.
Ama bu sefer(biz)arınmış(olacağız)
Slavi:
Shte se lajesh che tseluva po-dobre ot men,
O,benden daha iyi öper diye kendine yalan söyleyeceksin
Shte te gali s moite ratse edinstveni
O sana,sadece benim ellerimle dokunur
I shte chakash niakoi spomen da ti donese
Ve sen onun,mahvolmuş bir hatırayı sana geri
Pri teb pogubeni.
getirmesini bekleyeceksin
Slavi ve Sofi:
Shte se lajesh che tseluva po-dobre ot men,
O,benden daha iyi öper diye kendine yalan söyleyeceksin
Shte te gali s moite ratse edinstveni
O sana,sadece benim ellerimle dokunur
I shte chakash niakoi spomen da ti donese
Ve sen onun,mahvolmuş bir hatırayı sana geri
Pri teb pogubeni.
getirmesini bekleyeceksin
Sofi:
Na salzite tvoi veche az obarnah grab,
Gözyaşlarına sırtımı çevirdim
I tarsi me v hiliadi ochi izmameni,
Binlerce aldatılmış göz içinde beni ara
A kogato te nameri sledvashta liubov
Ve müstakbel aşkın seni bulunca
Ti razkaji za men.
Ona beni anlat
Slavi:
Razkaji i za valshebnite ni svetove,
Birbirimiz için dudaklarımızdan boyanmış olan
Narisuvani edin za drug ot ustnite,
bizim büyülü dünyalarımızı anlat ona
Razkaji i kak zaspivashe kato dete,
Bir çocuk gibi,benimle yüz yüze uykuya daldığını
S mene litse v litse.
Söyle ona
Slavi:
Shte se lajesh che tseluva po-dobre ot men,
O,benden daha iyi öper diye kendine yalan söyleyeceksin
Shte te gali s moite ratse edinstveni
O sana,sadece benim ellerimle dokunur
I shte chakash niakoi spomen da ti donese
Ve sen onun,mahvolmuş bir hatırayı sana geri
Pri teb pogubeni.
getirmesini bekleyeceksin
Slavi ve Sofi:
Shte se lajesh che tseluva po-dobre ot men,
O,benden daha iyi öper diye kendine yalan söyleyeceksin
Shte te gali s moite ratse edinstveni
O sana,sadece benim ellerimle dokunur
I shte chakash niakoi spomen da ti donese
Ve sen onun,mahvolmuş bir hatırayı sana geri
Pri teb pogubeni.
getirmesini bekleyeceksin
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
We use to kiss all night but now it’s just no use
eskiden bütün gece öpüşürdük ama şimdi faydası yok
I don’t know why I fight it, clearly we are through
bununla niye mücadele ettiğimi bilmiyorum, açıkçası biz ayrıldık
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
I knew you waiting for the rest that you can't get from me
benden alamadığın diğer şeyleri beklediğini biliyordum
Just chew me good and baby i'll give you the rest of me
sadece beni iyi sindir ve bebek sana geri kalanımı vereceğim
I'm not the one that you should be making your enemy
ben düşmanın yapman gereken kişi değilim
I'm not the one that you should be making your enemy
ben düşmanın yapman gereken kişi değilim
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
We use to kiss all night but now it’s just no use
eskiden bütün gece öpüşürdük ama şimdi faydası yok
I don’t know why I fight it, clearly we are through
bununla niye mücadele ettiğimi bilmiyorum, açıkçası biz ayrıldık
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
There's something I know you taking it away from me
Birşey var biliyorum onu benden koparıyorsun
I gave you everything and now there's nothing left for me
sana herşeyi verdim ve şimdi bana hiçbirşey kalmadı
I'm not the one that you should be making your enemy
ben düşmanın yapman gereken kişi değilim
I'm not the one that you should be making your enemy
ben düşmanın yapman gereken kişi değilim
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
We use to kiss all night but now it’s just no use
eskiden bütün gece öpüşürdük ama şimdi faydası yok
I don’t know why I fight it, clearly we are through
bununla niye mücadele ettiğimi bilmiyorum, açıkçası biz ayrıldık
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
We use to kiss all night but now it’s just no use
eskiden bütün gece öpüşürdük ama şimdi faydası yok
I don’t know why I fight it, clearly we are through
bununla niye mücadele ettiğimi bilmiyorum, açıkçası biz ayrıldık
Tell me the truth boy, am I losing you for good
bana gerçeği söyle oğlum, seni ebediyen kaybediyor muyum
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone.
Her gün yalnız uyanırım
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone.
Her gün yalnız uyanırım
Let me open up the discussion with
Şu sözle tarışmayı başlatmama izin ver
"I'm not impressed with any mother fucking word I say"
“Söylediğim lanet olası hiç bir sözle etkilenmedim”
See I lied that I cried when he came inside
Bak,o içeriye girdiğinde ağladım diye yalan söyledim
And now I'm burning a Highway to hades
Ve şimdi cehenneme giden bir otoyolda yanıyorum
Shut the fuck up when I'm trying to think
Ben düşünmeye çalıştığım zaman kapa çeneni
I gotta keep my concentration
Konsantrasyonumu korumak zorundayım
Give me one more drink
Bana bir içki daha ver
And then I'll try to remember all the advice
Ve sonra kutsal kitabımın bana verdiği bütün tavsiyeleri
that my good book told me
bütün kayıp ruhların sözlerini
And all the lost souls says
hatırlamaya çalışacağım
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone
Her gün yalnız uyanırım
(Kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Oh, get me out of the sun
Oh,beni güneşten uzaklaştır
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone
Her gün yalnız uyanırım
(Kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Someone get me out of the sun
Birisi beni güneşten uzaklaştırsın
Drugs,bars
Uyuşturucu,barlar
Backseats of cars
Arabaların arka koltukları
Blowing boys
Esrar içen delikanlılar
What a boring life I've led so far
Bir yere kadar öncülük ettiğim ne sıkıcı bir hayat
Just a prime thirteen when I rode this machine
Bu makinayı sürdüğümde daha henüz 13 yaşındaydım(1)
Tried to keep my body dirty and my eyes closed and clean
Vücudumu kirli,gözlerimi kapalı ve temiz tutmaya çalıştım
So with a wink and a smile and a vial of meth
Böyle bir göz kırpması,bir gülümseme ve bir şişe kristal meth ile(2)
I took his hand and we walked through the shadow of dead
Onun elini tuttum ve bir uçtan bir uca ölümün gölgesinden geçtik
And then I try to remember all the advice
Ve sonra öğretmenimin bana söylediği bütün tavsiyeleri
That my teacher told me
ve tüm kayıp ruhların söylediklerini
And all the lost souls says
Hatırlamaya çalışıyorum
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone
Her gün yalnız uyanırım
(Kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Oh, get me out of the sun
Oh,beni güneşten uzaklaştır
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone
Her gün yalnız uyanırım
(Kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Oh, get me out of the sun
Oh,beni güneşten uzaklaştır
Someone get me out of the sun
Birisi beni güneşten uzaklaştırsın
Someone get me out of the sun
Birisi beni güneşten uzaklaştırsın
Deep, deeper, deeper inside
Derine,daha derine,içeriye daha derine
Pull the wool nice and tight
Gözlerinin üstünü örtmesi için
So that it covers your eyes
Yünü güzel ve sıkıca çek
Can't find a God, a love, a Jesus, a father
Bir Tanrı,bir aşk,bir İsa,bir baba bulamıyorum
I don't even care that much
Bunu fazla önemsemiyorum bile
So why do I even bother?
Bu yüzden neden canımı da sıkayım ?
So let me just end as I was gonna begin.
Bu yüzden sadece başlayacağım gibi bitirmeme izin ver
Don't waste your time waiting
Bekleyerek zamanını boşa harcama
Cause I'm going back in
Çünkü ben geri gidiyorum
Now if I could just remember
Şimdi keşke sadece,annemin bana söylediği
all the advice that my mother told me.
bütün tavsiyeleri ve tüm kayıp ruhların
and all the lost souls says
Söylediklerini hatırlayabilseydim
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone
Her gün yalnız uyanırım
(Kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Oh, get me out of the sun
Oh,beni güneşten uzaklaştır
Every day I wake up
Her gün uyanırım
Every day I wake up alone
Her gün yalnız uyanırım
(Kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Oh, get me out of the sun
Oh,beni güneşten uzaklaştır
Just get me out of the sun
Sadece beni güneşten uzaklaştır
(kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Someone get me out of the sun
Birisi beni güneşten uzaklaştırsın
(kill me just kill me)
(Öldür beni sadece öldür beni)
Someone get me out of the sun
Birisi beni güneşten uzaklaştırsın
1-İlk defa cinsel ilişkiye girdiğinde 13 yaşında olduğunu kastediyor.
2-kristal meth : Uyanıklık, motivasyon sağlayan ve kısa dönemde
beyin aktivitesini artıran uyarıcı bir madde.Bağımlılık yapar ve zararlıdır.
There’s one way out and one way in
Dışarıya bir tek yol ve içeriye de bir tek yol var
Back to the beginning
Başa dönmek,
There’s one way back to home again
Tekrar eve,kendimi affedilmiş hissettiğim yere
To where I feel forgiven
Dönmek için bir tek yol var
What is this I feel,
Nedir bu hissettiğim
why is it so real
Neden bu kadar gerçek
What am I to say
Ne söylemeliyim
It’s only love, it’s only pain
Bu sadece aşk,bu sadece ızdırap
It’s only fear, that runs through my veins
Bu,sadece damarlarımda dolaşan korkudur
It’s all the things you can’t explain
Bu,bizi insan yapan
That make us human
Açıklayamadığın herşeydir
I am just an image of something so much greater
Ben sadece,çok daha büyük bir şeyin görüntüsüyüm
I am just a picture frame,
Ben sadece bir resim çerçevesiyim
I am not the painter
Ressam ben değilim
Where do I begin,
Nerede başlarım
Can I shed this skin
Bu deriyi değiştirebilir miyim
What is this I feel within
İçerisinde hissettiğim nedir
It’s only love, it’s only pain
Bu sadece aşk,bu sadece ızdırap
It’s only fear that runs through my veins
Bu,sadece damarlarımda dolaşan korkudur
It’s all the things you can’t explain
Bu,bizi insan yapan
That make us human
Açıklayamadığın herşeydir
It's only love, it's only pain
Bu sadece aşk,bu sadece ızdırap
It's only fear that runs through my veins
Bu,sadece damarlarımda dolaşan korkudur
It's all the things you can't explain
Bu,bizi insan yapan
That make us human
Açıklayamadığın herşeydir
Dieu, écoute ma prière
Tanrım,duamı kabul et
Donne-moi, je t'en prie, donne-moi
Kalbimi ısıtmak için bana güneş ver
Du soleil pour réchauffer mon cœur
Ver bana,sana yalvarıyorum,ver bana
Pour calmer ma douleur
Acımı ve sıkıntılarımı
Et mes angoisses, j'ai besoin de toi
Gidermek için sana ihtiyacım var
Dieu, faut-il que l'on abuse de ton nom,
Tanrım, senin adının kötüye kullanılması mı gerekiyor ?
qu'on se serve de toi
Senin kullanılman mı gerekiyor
que des gens que tu ne connais pas
Tanımadığın insanların:”Tanrı bunu söyledi
Disent: Dieu a dit ça,il faut le faire
yapmak lazım” demeleri mi gerekiyor
je ne les crois pas
Ben o insanlara inanmıyorum
Dieu, pour moi tu es un autre
Tanrım,benim için sen bir başkasın
Tu n'es ce qu'on veut que tu sois
Sen sadece olmanı istediğimiz şeysin
Tu me donnes la force et la foi
Genellikle kendimi kaybettiğim zaman
Quand souvent je me noie
Bana güç ve inanç veriyorsun
Et que je tombe, tu me relève, Dieu
Ve ben düşünce, beni kaldırırsın Tanrım
je ne vois pas ton visage
Ben senin yüzünü görmüyorum
j'aimerais que tu viennes ici bas
Bizimle konuşmak ve bize yol göstermek için
Nous parler et nous montrer la voie
Buraya,aşağıya gelmeni isterdim
On a besoin de toi, de quelque chose
Bir şeye,sana ihtiyacımız var
Où te caches-tu ? Dieu
Nerede gizleniyorsun Tanrım ?
Dieu, je te cherche et je doute
Tanrım,seni arıyorum ve şüphe ediyorum
Mes amis se passent bien de toi
Arkadaşlarım sana çok önem vermiyorlar
Mais, j'ai en moi, cette petite voix
Ama,benim içimde şu küçük düşünce var
Si tu n'existes pas
Sen olmasan bile
je te reverrais... Dieu
Seni gözümde canlandırırdım…Tanrım
Laskovoe solntse mojo v pautine oblachnyh dnej...
Benim tatlı güneşim bulutlu günlerin ağında
Tol'ko kak uvidel ee - stalo i svetlej i teplej!...
Ama onu gördüğüm anda herşey daha aydınlık ve sıcak oldu
Zaigrala v serdtse kapel',
Damlayan bir su kalbimde ses vermeye başladı
I v Dushe prosnulsja aprel'!...
Ve Nisan ayı ruhumda uyandı
I Ljubov', chto doglo spala,
Uzun zamandır uyuyan aşkın
Obrela dva belyh kryla!...
iki beyaz kanadı var
Nakarat:
Prosto podari mne odin tol'ko vzgljad,
Bana sadece bir bakış ver
I volshebnyj svoj potseluj podari!
Ve sihirli öpücüğünü ver
I ja srazu skazochno stanu bogat,
Ve bir anda inanılmaz derecede zengin olacağım
Bogache, chem vse printsy i vse koroli!
Bütün prens ve krallardan daha zengin !
Prosto podari mne odin tol'ko vzgljad,
Bana sadece bir bakış ver
I volshebnyj svoj potseluj podari!
Ve sihirli öpücüğünü ver
I ja srazu skazochno stanu bogat,
Ve bir anda inanılmaz derecede zengin olacağım
Bogache, chem vse printsy i vse koroli!
Bütün prens ve krallardan dahazengin !
Zapahi tsvetov i vesny dazhe sredi ljutoj zimy...
Sert kışın ortasında ilkbaharın ve çiçeklerin kokusu var
I takie snjatsja mne sny! My odin, odin tol'ko my...
Ve şöyle hayaller görürüm :Baş başayız,sadece baş başa
Ne otdam tebja nikomu! Vyzovu ves' mir na vojnu!
Seni hiç kimseye vermeyeceğim !tüm dünyayı savaşa çağıracağım
I, kogda s pobedoj vernus',
Ve zaferle döndüğüm zaman
V volosy tvoi okunus'!...
Kalbine gireceğim
nakarat:
Prosto podari mne odin tol'ko vzgljad,
Bana sadece bir bakış ver
I volshebnyj svoj potseluj podari!
Ve sihirli öpücüğünü ver
I ja srazu skazochno stanu bogat,
Ve bir anda inanılmaz derecede zengin olacağım
Bogache, chem vse printsy i vse koroli!
Bütün prens ve krallardan dahazengin !
Prosto podari mne odin tol'ko vzgljad,
Bana sadece bir bakış ver
I volshebnyj svoj potseluj podari!
Ve sihirli öpücüğünü ver
I ja srazu skazochno stanu bogat,
Ve bir anda inanılmaz derecede zengin olacağım
Bogache, chem vse printsy i vse koroli!
Bütün prens ve krallardan dahazengin !
One, two, one, two, three
Bir, iki, bir, iki, üç
Oh yeah yeah
Oh evet evet
Oh yeah yeah yeah
Oh evet evet
Ooh!
Oh yeah yeah
Oh evet evet
Oh yeah yeah yeah
Oh evet evet
Ooh!
Never had much faith in love or miracles
Hiçbir zaman aşka veya mucizelere bu kadar çok inanmamıştım
Never wanna put my heart on deny
Asla kalbimi inkarda bırakmak istemem
But swimming in your world is something spiritual
Ama senin dünyanda yüzmek ruhani birşey
I'm gonna get every time you spank the night
Her seferinde seni elde ettiğimde geceye şaplak atacağım
Cause your sex takes me to paradise
Çünkü senin seksin beni cennete götürüyor
Yeah your sex takes me to paradise
Evet seksin beni cennete götürüyor
And it shows, yeah, yeah, yeah
Ve belli oluyor, evet, evet, evet
Cause you make feel like, I've been locked out of heaven
Çünkü sen bana, cennettin kapısında bırakılmışım gibi hissettiriyorsun
For too long, for too long
Çok uzun bir süredir ,çok uzun bir süredir
Yeah you make feel like, I've been locked out of heaven
Evet sen bana, cennettin kapısında bırakılmışım gibi hissettiriyorsun
For too long, for too long
Çok uzun bir süredir ,çok uzun bir süredir
Oh yeah yeah yeah
Oh evet, evet, evet
Ooh!
Oh yeah yeah
Oh evet, evet
Oh yeah yeah yeah
Oh evet, evet, evet
Ooh!
You bring me to my knees
Beni dize getiriyorsun
You make me testify
Bana itiraf ettiriyorsun
You can make simian change his ways
Şeytana pabucunu ters giydiriyorsun
Open up your gates cause I can't wait to see the light
Kapılarını aç çünkü ışığı görmek için sabırsızlanıyorum
And right there is where I wanna stay
Ve tam orası kalmak istediğim yer
Cause your sex takes me to paradise
Çünkü senin seksin beni cennete götürüyor
Yeah your sex takes me to paradise
Evet seksin beni cennete götürüyor
And it shows, yeah, yeah, yeah
Ve bu belli oluyor, evet, evet, evet
Cause you make feel like, I've been locked out of heaven
Çünkü sen bana, cennettin kapısında bırakılmışım gibi hissettiriyorsun
For too long, for too long
Çok uzun bir süredir ,çok uzun bir süredir
Yeah you make feel like, I've been locked out of heaven
Evet sen bana, cennettin kapısında bırakılmışım gibi hissettiriyorsun
For too long, for too long
Çok uzun bir süredir ,çok uzun bir süredir
Oh oh oh oh, yeah, yeah, yeah
Oh oh oh oh oh evet, evet, evet
Can't I just stay here
Sadece burada kalamam mı
Spend the rest of my days here
Kalan günlerimi burada harcayamam mı
Oh oh oh oh, yeah, yeah, yeah
Oh oh oh oh evet, evet, evet
Can't I just stay here
Sadece burada kalamam mı
Spend the rest of my days here
Kalan günlerimi burada harcayamam mı
Cause you make feel like, I've been locked out of heaven
Çünkü sen bana, cennettin kapısında bırakılmışım gibi hissettiriyorsun
For too long, for too long
Çok uzun bir süredir ,çok uzun bir süredir
Yeah you make feel like, I've been locked out of heaven
Evet sen bana, cennettin kapısında bırakılmışım gibi hissettiriyorsun
For too long, for too long
Çok uzun bir süredir ,çok uzun bir süredir
Oh yeah yeah
Oh evet evet
Oh yeah yeah yeah
Oh evet evet evet
Ooh!
Oh yeah yeah
Oh evet evet
Oh yeah yeah yeah
Oh evet evet evet
Ooh!
Well I'm so above you
senin çok üstündeyim
And it's plain to see
ve net görülüyor
But I came to love you anyway
ama yine de seni sevmeye geldim
So you tore my heart out
böylece kalbimi parçaladın
And I don't mind bleeding
ve kanamasına aldırış etmem
Any old time to keep me waiting
beni bekletmeye devam eden herhangi eski bir zamanda
Waiting, waiting
bekletmeye, bekletmeye
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
I'm a lonely boy
ben yalnız bir oğlanım
I'm a lonely boy
ben yalnız bir oğlanım
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
Well your mama kept you but your daddy love you
annen seni sakladı ama baban seni sevdi
And I should've done you just the same
sana tam da aynısını yapmalıydım
But I came to love you
ama seni sevmeye geldim
Any old time you keep me waiting
beni bekletmeye devam eden herhangi eski bir zamanda
Waiting, waiting
bekletmeye, bekletmeye
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
I'm a lonely boy
ben yalnız bir oğlanım
I'm a lonely boy
ben yalnız bir oğlanım
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
I'm a lonely boy
ben yalnız bir oğlanım
I'm a lonely boy
ben yalnız bir oğlanım
Oh, oh-oh I got a love that keeps me waiting
oh, oh-oh beni bekletmeye devam eden bir aşkım var
My friends say think of the bad things
arkadaşlarım kötü şeyleri düşün diyor
My friends say think of the fights
arkadaşlarım kavgaları düşün diyor
And then it should be easier to walk away
ve sonrasında yürüyüp gitmek daha kolay olmalı
No more sleepless nights
daha fazla uykusuz geceye hayır
And even though I don't need you
ve sana ihtiyacım bile olmadığını düşününce
You're clearly the best thing that happened to me
açıkca başıma gelen en iyi şeysin
We should be happy ever after, happiness and laughter
sonsuza dek mutlu olmalıyız, mutluluk ve kahkaha
What a natural disaster!
Ne doğal felaket ama!
Need to tell myself I don't care
kendime umursamadığımı söylemem gerek
Need to tell myself you're not there
kendime orada olmadığını söylemem gerek
Need to tell myself I don't care
kendime umursamadığımı söylemem gerek
Need to tell myself you're not there
kendime orada olmadığını söylemem gerek
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air...
biraz havaya ihtiyacım var...
The way I'm feelin', I just don't care!
Bu hissettiğimi, umursamıyorum!
And even though I don't need you
ve sana ihtiyacım bile olmadığını düşününce
You're clearly the best thing that happened to me
açıkca başıma gelen en iyi şeysin
We should be happy ever after, happiness and laughter
sonsuza dek mutlu olmalıyız, mutluluk ve kahkaha
What a natural disaster!
Ne doğal felaket ama!
Don't take you for a fool – never
seni aptal yerine koymuyorum - asla
We've been floatin' down a one way river
tek yönlü bir nehirde sürükleniyorduk
No way back, can't paddle upstream
geri dönüş yoktu, akıntıya karşı kürek çekemiyoruz
I suppose I had a f-ed up dream
sanırım hayal ile doldum
Had enough of you, had enough of me
sana doydum, bana doydum
What can I say, I'm in a one man team
ne diyebilirim, ben tek kişilik bir ekipteyim
Schemin' dreamin', wheeler dealin', feelin' strange
tasarlarken hayal kurarken dümeni döndürürken tuhaf hissederken
I'm in love with the scene
ben bu sahneye aşığım
General Malice, seminal talent
genel kötülük, temel yetenek
Too many brain cells chemical imbalance
çok fazla beyin hücresi kimyasal dengesizlik
One day soon I'll get it all examined
yakında bir gün onlara baktıracağım
'Til then I'm goin' on big talent
o zamana kadar büyük yeteneğe gidiyorum
We write the future, new ruler
biz geleceği yazıyoruz, yeni hükümdar
Too cool now, well it don't suit ya
çok havalı şimdi, eh bu sana yakışmıyor
This is Starship Troopers living on a whole other planet
bu tamamen başka bir gezegende yaşayan yıldız şavaşları gemisi
Reboot computer [x6]
bilgisayarı yeniden başlat
Need to tell myself I don't care
Need to tell myself I don't care
kendime umursamadığımı söylemem gerek
Need to tell myself you're not there
kendime orada olmadığını söylemem gerek
Need to tell myself I don't care
kendime umursamadığımı söylemem gerek
Need to tell myself you're not there
kendime orada olmadığını söylemem gerek
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air, need some space
biraz havaya ihtiyacım var, biraz alana
Need some air...
biraz havaya ihtiyacım var...
The way I'm feelin', I just don't care!
Bu hissettiğimi, umursamıyorum!
And even though I don't need you
ve sana ihtiyacım bile olmadığını düşününce
You're clearly the best thing that happened to me
açıkca başıma gelen en iyi şeysin
We should be happy ever after, happiness and laughter
sonsuza dek mutlu olmalıyız, mutluluk ve kahkaha
What a natural disaster!
Ne doğal felaket ama!
You're far too good for me
sen benim için fazla iyisin
I said you're far too good for me
dedim ki sen benim için fazla iyisin
We should be happy ever after, happiness and laughter
bundan sonra mutlu olmalıyız, mutluluk ve kahkaha
What a natural disaster!
Ne doğal felaket ama!
We should be happy ever after, happiness and laughter
bundan sonra mutlu olmalıyız, mutluluk ve kahkaha
What a natural disaster!
Ne doğal felaket ama!
Decisions, but I want it all
Kararlar,ama ben hepsini istiyorum
So I get it all
Bu nedenle hepsini alıyorum
I wanna eat the whole cake
Bütün keki yemek istiyorum
I'm not sharing, I'm not sharing
Paylaşmıyorum,paylaşmıyorum
You should have learned how to bake
Nasıl pişirildiğini öğrenmeliydin
Yes I want it all so I get it all
Evet hepsini istiyorum bu nedenle hepsini alıyorum
I wanna eat the whole cake
Bütün keki yemek istiyorum
I'm not sharing, I'm not sharing
Paylaşmıyorum,paylaşmıyorum
You should have learned bitches love cake!
Fahişelerin kek sevdiğini öğrenmeliydin !
Decisions, between a family or a porn star
Kararlar,bir aile ya da porno yıldızı arasında
Humble life or sports car
Mütevazi bir hayat ya da spor arabalar
Live it or die,whole bar
Yaşa ya da öl tamamen barda
Headache for my management, gossip columns resident
Dedikodu sütunları sakini*yönetimim için bir başağrısı
Your mom and dad might hate me
Annen ve baban benden nefret edebilirler
But in 5 years I'm the president
Ama 5 yıl içinde ben cumhurbaşkanıyım
I wanna girl, I get her.
Bir kız istiyorum,onu elde ediyorum
And I get her friend
Ve onun arkadaşını da elde ediyorum
Five girls singing in my bedroom,
Beş kız yatak odamda şarkı söylüyor
start my own band
Kendi grubumu harekete geçiriyorum
They love me in my peak,
Onlar beni zirvedeyken seviyorlar
But this love is fake
Ama bu aşk sahte
Everyday's my birthday,
Hergü benim doğum günüm
cause bitches love cake
Çünkü fahişeler kek sever
*Gazetelerin dedikodu sütunlarında,
magazin köşelerinde sürekli yer aldığı
için yöneticileri ile başının dertte
olduğunu belirtiyor.
Wake to see
uyan da gör
Your true emancipation is a fantasy
gerçek özgürleşmen bir fantazi
Policies
politikalar
Have risen up and overcome the brave
yükseldi ve kahramanı yendi
Greatness dies
büyüklük ölüyor
Unsung and lost, invisible to history
söylenmemiş ve kayıp, tarihe göre gürünmez
Embedded spies
gömülmüş casuslar
Brainwashing our children to be mean
kaba olmaları için çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar
You don't have long
uzak değilsin
I am on to you
peşindeyim
The time, it has come to destroy
zaman, yoketmeye geldi
Your supremacy
üstünlüğünü
Supremacy
üstünlüğü
You don't have long
uzak değilsin
I am on to you
peşindeyim
The time, it has come to destroy
zaman, yoketmeye geldi
Your supremacy
üstünlüğünü
Supremacy
üstünlüğü
Be careful making wishes in the dark
karanlıkta dilek tutarken dikkatli ol
Can't be sure when they've hit their mark
ne zaman hedefe ulaşacaklarından emin olamazsın
And besides in the meantime I'm just dreaming of tearing you apart
ve zateb aynı anda ben seni paramparça ettiğimi hayal ediyorum
Im in the details with the devil
ben şeytanla birlikte detaylardayım
So now the world can never get me on my level
böylece dünya asla benim seviyemde beni ele geçiremez
I just got to get you out of the cage
seni kafesten çıkarmam gerek
Im a young lovers rage
ben genç bir aşığın öfkesiyim
Gonna need a spark to ignite
tutuşmam için bir kıvılcıma ihtiyacım olacak
My songs know what you did in the dark
şarkılarım karanlıkta ne yaptığınızı biliyor
So light em up, light em up, light em up
öyleyse aydınlat onları, aydınlat onları, aydınlat onları
I'm on fire
yanıyorum
So light em up, light em up, light em up
öyleyse aydınlat onları, aydınlat onları, aydınlat onları
I'm on fire
yanıyorum
(in the dark, in the dark)
(karanlıkta, karanlıkta)
All the writers keep writing what they write
tüm yazarlar yazdıklarını yazmaya devam ediyor
Somewhere another pretty vein just dies
bir yerde bir başka güzel damar ölüyor
I've got the scars from tomorrow and I wish you could see
yarından yaralarım var ve keşke görebilseydin
That you're the antidote to everything except for me
ben hariç herşeyin panzehirinin sen olduğunu
A constellation of tears on your lashes
kirpiklerinde gözyaşlarından bir takımyıldız
Burn everything you love
sevdiğin herşeyi yakıyor
Then burn the ashes
sonra külleri yakıyor
In the end everything collides
sonunda herşey çatışır
My childhood spat back the monster that you see
çocukluğum gördüğün canavardan kaçar
My songs know what you did in the dark
şarkılarım karanlıkta ne yaptığınızı biliyor
So light em up, light em up, light em up
öyleyse aydınlat onları, aydınlat onları, aydınlat onları
I'm on fire
yanıyorum
So light em up, light em up, light em up
öyleyse aydınlat onları, aydınlat onları, aydınlat onları
I'm on fire
yanıyorum
(in the dark, in the dark)
(karanlıkta, karanlıkta)
So light em up, light em up, light em up
öyleyse aydınlat onları, aydınlat onları, aydınlat onları
I'm on fire
yanıyorum
So light em up, light em up, light em up
öyleyse aydınlat onları, aydınlat onları, aydınlat onları
I'm on fire
yanıyorum
Darling, I hate to see you so angry with the world
Sevgilim,seni topluma karşı böyle öfkeli görmekten nefret ediyorum
If people want a piece of you
Eğer insanlar senden bir parça isterlerse
Then they're missing something for themselves.
O zaman kendileri için bir şey eksik kalıyor
Maybe it's selfish of me to look at you and say
"Come back to me girl I love and I'll stay.
Belki sana bakıp “bana dön sevdiğim kız ve ben kalacağım”
demek benim bencilliğim
Coz I love your smile
Çünkü gülümsemeni seviyorum
Yes, I love your smile
Evet gülümsemeni seviyorum
How I love your smile
Gülümsemeni ne kadar seviyorum
More than you know
Bildiğinden daha fazla
Sometimes I might seem cold holding back my sympathies
Bazen sevgimi saklayarak soğuk gibi görünebilirim
For people stories people tell
insanların anlattığı insan hikayelerine
Can so easily be believed.
Kolayca inanılabilir
The truth gets so distorted when everyone knows best
Herkes en iyisini bildiği zaman gerçek çok değişir
And sadness tends to find his friends
Ve hüzün,dostlarını bulma eğilimindedir
On the road to righteousness
Doğruluğa giden yolda
Darling, let's never be a part of that
Sevgilim,asla bunun bir parçası olmayalım
Coz I love your smile
Çünkü gülümsemeni seviyorum
I love your smile
Gülümsemeni seviyorum
Girl,I love your smile
Sevgilim,gülümsemeni seviyorum
More than you know
Bildiğinden daha fazla
I don't know why
Bilmiyorum neden
a laugh is hard to find
Bir gülüşü bulmak zor
could it be all of our fears
Bu,bizim ardımıza sakladığımız
that we hide behind?
bütün korkularımız olabilir mi ?
Like bricks in the wall
Duvardaki tuğlalar gibi
I wanna see them fall down!
Onların düştüklerini görmek istiyorum
Coz I love your smile
Çünkü gülümsemeni seviyorum
Yes, I love your smile
Evet gülümsemeni seviyorum
Girl, I love your smile
Sevgilim,gülümsemeni seviyorum
More than you know
Bildiğinden daha fazla
Hey hey hey
I love your smile
gülümsemeni seviyorum
Girl,I love your smile
Sevgilim,gülümsemeni seviyorum
When I love your smile
Gülümsemeni sevdiğim zaman
More than you know
Bildiğinden daha fazla
Well, I love your smile
Pekala,gülümsemeni seviyorum
Cause I love smile, baby
Çünkü gülümsemeyi seviyorum bebeğim
You know what I mean
Ne demek istediğimi biliyorsun
I know it's hard but
Zor olduğunu biliyorum ama
Let's go
Haydi gidelim
There's something different in your eyes baby
Gözlerinde farklı bir şey var bebeğim
You can't seem to look into mine lately
Son zamanlarda gözlerime bakıyor gibi görünmüyorsun
Tell me what is on your mind baby
Söyle bana,aklındaki nedir bebeğim
Or I'm gonna assume that something's wrong
Yoksa bir şeylerin yanlış olduğunu varsayacağım
[nakarat:]
I thought that you were different from the moment that we kissed
Öpüştüğümüz andan itibaren senin farklı olduğunu düşündüm
'cause all those other women couldn't care less if I lived
Çünkü diğer tüm şu kadınlar yaşayıp yaşamadığımı umursamazlardı
And I'm not barely trippin I just can't do this again
Ve ben neredeyse hiç hata yapmam,şimdi bunu tekrar yapamam
Please don't tell me you're just like them
Lütfen bana tıpkı onlar gibi olduğunu söyleme
Please don't tell me you're just like them
Lütfen bana tıpkı onlar gibi olduğunu söyleme
You're just like them
Tıpkı onlar gibisin
I know that it's hard to trust of
Güvenmenin zor olduğunu biliyorum
But you need the trust that my love
Ama aşkımın asla seni geride bırakmayacağına
Will never leave you in the dust
Güvenmeye ihtiyacın var
[nakarat]
Baby you ain't get this love on track
Bebeğim,yolunda giden bu aşka sahip değilsin
Will you run away gotta wait on after love back
Kaçacak mısın ? sen de sevdikten sonra eşlik etmelisin
You know that I love you girl
Seni sevdiğimi biliyorsun sevgilim
so tell me what you're waiting for
Bu yüzden söyle bana neyi beklediğini
You gotta know know know know
Bilmeli,bilmeli,bilmeli, bilmelisin