On gagnera d'autres parties
Başka oyunları kazanacağız
De marelle, de course-poursuite,
Kaydırak oyununu,yarışı-kovalamayı…
À la chasse aux oublis,
Unutulmuş anıların peşinde
Goûter le ciel, prendre la fuite.
Gökyüzünün tadını çıkarmak,kaçmak
Tomber dans les orties, se relever aussi vite.
Isırgan otlarının içine düşmek,bu kadar çabuk kalkmak
Te dire que t'es joli(e) et n'attendre que la suite
Güzel olduğunu sana söylemek ve sadece devamını beklemek
On gagnera d'autres parties
Başka oyunları kazanacağız
Des échecs aux échasses.
Cambaz ayaklığındaki zor durumlar
Faire semblant d'être surpris
Yediğimiz tokatlardan dolayı
Des claques qu'on ramasse.
Şaşırmış gibi yapmak
Car la nuit n'a pas d'ami
Çünkü gecenin asla
Qui ne perd jamais la face.
Rezil kepaze olmayan bir dostu yok*
Un beau jour, un jour de pluie
Güzel bir gün,yağmurlu bir gün
Quand tout finit à la casse.
Herşey mahvolduğu zaman
On gagnera d'autres parties
Başka oyunları kazanacağız
Sur l'horizon, l'arc ou le ciel
Ufukta,gökkuşağında ya da gökte
Car tout n'est pas vraiment fini
Çünkü gerçekten herşey bitmedi
Quand on a perdu ses ailes.
Oyunun hamlelerini kaybettiğimizde
Il restera un peu l'esprit,
Biraz ruh kalacak
L'espoir des lunes de miel
Kaydırak oyununda
Pour ceux qui dans la vie
Hayatı boyunca
N'ont jamais gagné
Hiç kazanmayanlar için
À la marelle.
Balayı umutları (kalacak)
*Yorum: “gecenin asla rezil olmayan bir arkadaşı yok”
ifadesiyle anlatılmak istenen şu olabilir: Gece karanlıktır
ve karanlık kusurları örter,göstermez.Bu yüzden geceye
dost olanlar gün ışığında kusurları görünen rezil olanlardır.
Birisi gecenin dostu ise aydınlıkta kusurları görünmüş ve
bu yüzden rezil kepaze olmuş,kusurları örten gecenin dostu
olmuştur.
Sometimes I slide away, silently
Bazen uzağa kayıyorum, sessizce
I slowly lose myself, over and over
Yavaşça kendimi kaybediyorum, tekrar tekrar
Take comfort in my skin endlessly
Sonsuza kadar tenimde rahatla
Surrender to my will forever and ever
İsteğime sonsuza kadar teslim ol
I dissolve in trust
Güven içinde çözülüyorum
I will sing with joy
Keyifle şarkı söyleyeceğim
I will end up dust
Süprüntüye son vereceğim
I'm in heaven
Cennetteyim
I stand in golden rays radiantly
Işık saçarak altın ışık parçalarında duruyorum
I burn a fire of love, over and over
Bir aşk ateşi yakıyorum, tekrar tekrar
Reflecting endless light, relentlessly
Sonsuz ışık yansıtarak, durmaksızın
I have embraced the flame forever and ever
Aşk ateşine sonsuza kadar sarıldım
I will scream a word
Bir kelimeyi haykıracağım
Jump into the void
Issızlığa atlayacağım
I will guide the herd
Sürüye rehberlik edeceğim
Up to heaven
Cennete doğru
Aren’t you somethin’ to admire
Sen hayran olunacak birşey değil misin
Cause your shine is somethin’ like a mirror
Çünkü parlaklığın tıpkı bir ayna gibi
And I can’t help but notice
ve farketmeden edemiyorum
You reflect in this heart of mine
bunu kalbime yansıttığını
If you ever feel alone and
Eğer yalnız hissedersen ve
The glare makes me hard to find
parlama bulunmamı zorlaştırırsa
Just know that I’m always
Şunu bil ki ben her zaman
Parallel on the other side
diper tarafta aynın olacağım
Cause with your hand in my hand and a pocket full of soul
Çünkü elin elimdeyken ve cebim ruhunla doluyken
I can tell you there’s no place we couldn’t go
Sana söyleyebilirim gidemeyeceğimiz bir yer olmadığını
Just put your hand on the past
Sadece ellerini geçmişin üstüne koy
I’m here tryin’ to pull you through
ben buradayım bunları aşman için
You just gotta be strong
sadece güçlü olmalısın
Cause I don’t wanna lose you now
Çünkü seni şimdi kaybetmek istemiyorum
I’m lookin’ right at the other half of me
Tam olarak diğer yarıma bakıyorum
The biggest scene is set in my heart
En büyük sahne kalbime yerleşti
There’s a space, but now you’re home
Bir boşluk var, ama şimdi evdesin
Show me how to fight for now
Şimdi nasıl savaşılacağını göster bana
And I’ll tell you, baby, it was easy
Ve sana anlatacağım, bebeğim, kolaydı
Comin’ back into you once I figured it out
sana geri dönmek bunu birkere farkedince
You were right here all along
Sen hep tam buradaydın
It’s like you’re my mirror
sanki sen benim aynamsın
My mirror staring back at me
Bana geri bakan aynam
I couldn’t get any bigger
Daha büyük olamazdım
With anyone else beside me
yanımda bir başka olsa
And now it’s clear as this promise
Ve şimdi bu söz kadar net
That we’re making
Biz iki yansımayı
Two reflections into one
Tek yapıyoruz
Cause it’s like you’re my mirror
çünkü sanki sen benim aynamsın
My mirror staring back at me, staring back at me
Bana geri bakan aynam, geri bakan aynam
Aren’t you somethin’, an original
Sen orijinal değil misin
Cause it doesn’t seem really as simple
Çünkü bu kadar basit görünmüyor
And I can’t help but stare, cause
Ve sana bakmaktan kendimi alamıyorum, çünkü
I see truth somewhere in your eyes
Gözlerinde bir yerde gerçeği görüyorum
I can’t ever change without you
Sensiz değişemem
You reflect me, I love that about you
Beni yansıtıyorsun, bunu seviyorum
And if I could, I
Ve yapabilsem, ben
Would look at us all the time
hep bize bakardım
Yesterday is history
Dün tarih oldu
Tomorrow’s a mystery
Yarın bir gizem
I can see you lookin’ back at me
senin de bana baktığını görüyorum
Keep your eyes on me
Gözlerini üzerimde tut
Baby, keep your eyes on me
Bebeğim, gözlerini üzerimde tut
You are, you are the love of my life
Sen, sen hayatımın aşkısın
Baby, you’re the inspiration for this precious song
Bebeğim sen bu değerli şarkı için ilham kaynağısın
And I just wanna see your face light up since you put me on
Ve benimle olduğundan beri sadece yüzünün aydınlanğını görmek istiyorum
So now I say goodbye to the old me, it’s already gone
Öyleyse şimdi eski ben'e elveda diyorum, o çoktan gitti
And I can’t wait wait wait wait wait to get you home
Ve seni eve götürmeyi bekleyemiyorum, bekleyemiyorum
Just to let you know, you are
sadece bilmeni istiyorum ki sen,
Girl you’re my reflection, all I see is you
Kızım benim yansımamsın, tek gördüğüm sensin
My reflection, in everything I do
Yansımamsın, yaptığım her şeyde
You’re my reflection and all I see is you
Benim yansımamsın ve tek gördüğüm sensin
My reflection, in everything I do
Yansımamsın, yaptığım her şeyde
Eléonore, elle est à l'ouest
Eléonore, o şimdi batıda
Elle vit au port
Limanda yaşıyor
Et j'y suis née, j'y reste
Ve ben burada doğdum,burada kalıyorum
Même pour de l'or, jamais elle ne quitterait Brest
Altın uğruna bile, asla Brest’ten ayrılmaz o*
Eléonore est une peste
Eléonore bir baş belası
Eléonore, le coeur à l'est
Eléonore,kalbi doğuda
Elle vit au port, mais n'est jamais en reste
Limanda yaşıyor ama asla savsaklamaz
Le diable au corps,
Karşı çıktığı zaman
Elle l'a toujours quand elle proteste
İçinde her zaman bir şeytan var
Les poings dehors
Yumruklar kalkmış
Du verbe au geste
Sözden el kol hareketine
Jamais elle n'en démord
Asla inadından vaz geçmez
Surtout quand elle à tort
Özellikle de haksız olduğu zaman
Ne fait aucun effort en cas de désaccord
Anlaşmazlık halinde hiçbir çaba göstermez
Mais le crie haut et fort
Ama çığlığı yüksek ve güçlüdür
Qu'on l'entende au-dehors
Öyle ki dışardan duyulur
Eléonore
Et moi elle me mord
Eléonore
Ve ben,beni ısırır
Elle me dévore
Beni yırtıp parçalar
À vouloir encore s'ancrer dans le décor
Hâla sahneye demir atmak istediği için
Jamais elle n'en démord
Asla inadından vaz geçmez
Qu'ailleurs, c'est la mort
Ki başka bir yerde bu ölüm demektir
Eléonore
Eléonore, elle est à l'ouest
Eléonore, o şimdi batıda
Elle vit au port
Limanda yaşıyor
Et j'y suis née, j'y reste
Ve ben burada doğdum,burada kalıyorum
Même pour de l'or, jamais elle ne quitterait Brest
Altın uğruna bile, asla Brest’ten ayrılmaz o
Eléonore, le coeur à l'est
Eléonore,kalbi doğuda
Elle vit au port, mais n'est jamais en reste
Limanda yaşıyor ama asla savsaklamaz
Le diable au corps,
Karşı çıktığı zaman
Elle l'a toujours quand elle proteste
İçinde her zaman bir şeytan var
Les poings dehors
Yumruklar kalkmış
Du verbe au geste
Sözden el kol hareketine
Eléonore, elle est à l'ouest
Eléonore, o şimdi batıda
Elle vit au port, elle vient de Brest
Limanda yaşıyor,Brest’ten geliyor
Elle me mord quand elle proteste
Karşı çıktığı zaman beni ısırıyor
Elle me dévore, elle manifeste
Beni parçalıyor,gösteri yapıyor
Eléonore est une peste
Eléonore bir baş belası
J'y suis née j'y reste
Ve ben burada doğdum,burada kalıyorum
*Brest :Fransa’nın batısında bir liman
You're nobody 'til somebody loves you
Biri seni sevene dek hiçkimsesin
You're nobody 'til somebody cares.
Biri seni önemseyene dek hiçkimsesin
You may be king, you may possess the world and it's gold,
Kral olabilirsin, dünyalara sahşp olabilirsin ve onun altınlarına
But gold won't bring you happiness when you're growing old.
Ama altın sana mutluluk getirmeyecek sen yaşlanırken
The world still is the same, you never change it,
Dünya hala aynı, onu hiç değiştirmiyorsun
As sure as the stars shine above;
Yukarda parlayan yıldızlar kadar eminim ki
You're nobody 'til somebody loves you,
Biri seni sevene dek hiçkimsesin
So find yourself somebody to love.
O yüzden kendine sevecek birini bul.
The world still is the same, you never change it,
Dünya hala aynı, onu hiç değiştirmiyorsun
As sure as the stars shine above;
Yukarda parlayan yıldızlar kadar eminim ki
You're nobody 'til somebody loves you,
Biri seni sevene dek hiçkimsesin
So find yourself somebody, find yourself somebody,
O yüzden kendine birini bul, kendine birini bul
Find yourself somebody to love.
Kendine sevecek birini bul.
Tanz, heut Nacht nochmal mit mir,
Bu gece benimle dans et bir daha
so, dass ich Dich hautnah spür.
Böylece seni kendime yakın hissedeyim
Wenn unser Lied erklingt,
Bizim şarkımız çaldığı zaman
halt mich ganz fest im Arm,
Beni kollarında sıkıca tut
so fing doch einmal alles mit uns an.
Bu şekilde,bir gün herşey bizimle başladı
Schau' nicht in mein Herz hinein,
Kalbimin içine bakma
lass' mich einfach traurig sein.
Sadece bırak beni üzgün olayım
Bleib jetzt ganz nah bei mir
Şimdilik bana çok yakın dur
und dann geh' schweigend fort.
Ve sonra sessizce uzaklaş
Lass' mich tanzen bis zum letzten Akkord.
Son akorda kadar dans etmeme izin ver
Sag' einmal noch: "Ich liebe Dich"
Bir daha “seni seviyorum” de
und dann vergiss, dass es mich gib,
Ve sonra benim var olduğumu unut
mit Dir, noch eine letzte Nacht.
Seninle,sadece son bir gece
Das Glück kennt keine Ewigkeit,
Mutluluk sonsuzluğu bilmez
auch unser Lied gehört der Zeit,
Üstelik,bizim şarkımız zamana aittir
was bleibt ist Deine Zärtlichkeit,
Geriye kalan senin şefkatindir
sie ist wie ein Lied,
İçimde durmadan çalan
dass in mir weiter klingt.
Bir şarkı gibidir bu
Sag, es war nicht nur ein Spiel,
Bunun sadece bir oyun olmadığını söyle
sag, es mir mit viel Gefühl.
Bunu bana çok duygulu halde söyle
Die Zeit hat uns getrennt.
Zaman bizi ayırdı
Die kleine Melodie,
Kısa melodi canlılığını kaybediyor
wird leiser aber sterben wird sie nie!
Ama hiçbir zaman sona ermiyor
Wenn auch heut' mein Herz fast bricht,
Bugün hemen hemen kalbim kırık olsa bile
Du, die Tränen siehst Du nicht.
Sen,sen gözyaşlarımı görmüyorsun
Du warst mein schönster Traum,
Sen benim güzel rüyamdın
sag' jetzt kein Abschiedswort,
Şimdi veda sözcüğünün olmadığını söyle
lass' mich tanzen bis zum letzten Akkord.
Bırak son akorda kadar dans edeyim
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Rien
Hiçbir şey
Pas mêmes l'ébauche d'un sourire
Bir gülümsemenin başlangıcını bile…
Pas même l'annonce d'une larme
Bir göz yaşının haberini bile…
Encore moins l'envie de fuir
Daha az kaçma isteği
Ou de décrocher les armes
Ya da silahları kapmak..
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Et quand dehors il y a le feu
Ve dışarda,kabaran havai fişeklerin,
Des artifices qui débordent
Hâla yaşlı gökyüzünün,
Du ciel encore vieux
Gökyüzüne verilen ışığın ateşi
De la lumière qu'on lui accorde
Olduğu zaman
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Rien
Hiçbir şey
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
Comme une rose, une rose en fleurs
Bir gül gibi,çiçek açan bir gül gibi
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
À petites doses, comme on prend peur
Küçük dozlar halinde,dışardaki dünyadan
De l'extérieur
Korktuğumuz için
Devant l'empire du pire
En kötü hisler karşısında
Devant les jeux des assemblées
Meclisin oyunları karşısında
Quand il faut rire pour s'unir
Korkumuzu saklamak için gülmek,
Et se taire pour honorer
Ve saygı göstermek için susmak gerektiğinde
Au regard qui s'enfuit, au sourire vite effacé
Kısa süreli bakışta,çabuk kaybolan gülümsemede
Mes émotions, comme la pluie,
Duygularım, yağmur gibi
Sont impossibles à commander
Kontrol etmek imkansız
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
Comme une rose, une rose en fleurs
Bir gül gibi,çiçek açan bir gül gibi
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
À petites doses, comme on prend peur
Korktuğumuz için,küçük dozlar halinde…
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
Comme une rose, une rose en fleurs
Bir gül gibi,çiçek açan bir gül gibi
Et moi j'explose à l'intérieur
Ve ben içimde patlıyorum
À petites doses, comme on prend peur
Küçük dozlar halinde,dışardaki dünyadan
De l'extérieur
Korktuğumuz için
Rien ne vient
Hiçbir şey hissetmiyorum